12 Eylül 2011 Pazartesi

gens una sumus




Geceden 2-3 zibidinin gaza gelip ertesi gün 25 kişiyi Uludağ yollarına dökmesiyle başlayıp Kertel şelalesinde son bulan, sanırım hayatımın en eğlenceli sülale organizasyonlarından birinin anatomisidir bu yazı. Becerikli yengelerin şipşak kurduğu sofralar vs aile erkeklerinin beceriksizce mangal ateşini kontrol altına alma çalışmaları, bayıra kurulan obamızın üstüne yayılan kaygan kafkas kilimlerinde aşağı kayıp duran anneanneler, Macaristan kökenli olup Türkiye topraklarında ve o karmaşanın içinde nereye kaçacağını şaşıran bi ufacık Sherry ve bissürü et!





Sülalenin bıcırık kadrosundan kısa bir görünüm ve bir anektod. Sağdaki ufaklık düşüp çeneye mavi iplikten dikişler yiyince, soldaki yaramaz tarafından "mavi sakal sıla" tespitiyle bizi yamulttuydu.




Şelaleyi bulucaz diye 38969783254 km yol teptikten sonra karşılaştığımız kuru vadi. Fotoğrafta kardeşimin maceracı ruhu da görülebilir. Gün boyu bi ağzına böcek atıp "ımm taste like chicken" demediği kalmıştı =) (evet yazar burda Bear Grylls'e gönderme yaptı.

 

 Neyse pikniğe dönelim :






Anneannem bazen çok ilginç pozlar verebiliyor. Ah bi de doğru kişiye pozlayabileydim de görebileydiniz..










Ve son foto. Tee alamanyalardan gelmiş bi küçücük Sherry her arabaya bindiğimizde öyle bi bakıyordu ki gözümüzün içine.. "almanya'ya gidiyoruz di mi? hı? n'olur eve gidelim!"

ahaha n'olur beni kurtarın bakışı yok mu.. yirim!





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder