4 Eylül 2011 Pazar

Degistim rehberimle birlikte..







İnsanları rehberime soy isimleriyle birlikte kaydetmeye başladığım gündü sanırım sonumun başlangıcı.


Komik isimler vardi eskiden, ayırt etmek için iki Ahmet'i birbirinden.
Yanına koyulmuş eğreti rakamlar, yada sadece kaydedene anlamlı gelebilecek harf dizileri vardi. Baktıklarında annem babam gülerdi ama, benim için sıcaktı her biri. Baktığımda gerisine yan yana dizilmiş o garip harflerin, dostluk görürdüm samimiyetti her birinin çözülen şifresi.
Hatta daha önceleri güllü dallı defterler vardı. Yeni eklenen her çevir sesi, kalemle kağıdın ateşli sevişmesinden doğardı ve hiçbir fabrika ayarı silemezdi onlari,yazan parmak silgiye azmettirmedikçe. Karşıdaki alo sesini duyabilmek için önce o kağıdın hamur kokusunu duyardın, baş parmağını ıslatıp sayfaları çevirdikçe. Konuşmaya hazırlık süresi gibiydi sanki bu evre. Heyecanını bastırırdın o arada sesini karşılayacak sese karşın. Simdi ise o soğuk tuş sesine alışamadan kulakların, duyuyor duymaya hazır olmadığın sesleri.

Eskiden alo dediğinde karşıdaki ses, rolden role girmeme gerek yoktu nasılsam öyleydim. Bazen yerine göre daha berbat, ama hep kendim.

Neşeliydi her görüşme, kahkahalar girerdi harcanan kontörlerin arasına.
Şimdi kontör kaygısı kalmadı ama kahkahalar da gitti onunla, neşe bıraktı yerini tekdüze bir ses tonuna.
İçeriği karşıdaki kişiden kişiye değişen mehmetlerin tek ortak yönü,o sıkıcı resmiyetti. 'Bey' idi 'Hanim' idi çünkü artık rehberdeki isimlerin çoğu ve acı yani ekseriye hak etmeden almışlardı bu hitapları.

Karşımdaki 'Alo'lar efendileştikçe ve uzaklaştıkça kahkahadan, ben gülümsemelere tutunmaya başladım sahte mimikler arasında. O soyadıyla kayıtlı siluetlerin yalan söylediğini bile bile, yalan söylemeye başladım kendime, kelimelerim inandırıcılıktan uzak olsa da.. Beğenmiş gibi yapamıyorum artık bir arkadaşım saçını boyattığında, ya da şaşıramıyorum artık şaşırmam gereken haberli süprizlere. .

Memo dan mehmet dalyan'a uzanan, o kısa ama yorula yorula uzayan yolda tanıdım hepsini. Beni yoran yolumu uzatan onlardı. İçime öyle işlediler ki müfredatlarını, hırs samanlığında, bulamıyorum bulunmaya muhtaç o toplu iğne yalnızlığındaki içtenliğimi.

Çokluğun içinde yalnızken, hırs olmaya başlıyorum. Yeni gelecek taze içtenliği hazır kandırmaya,

Yeminli gibi kararlı, ifal etmeye masumiyetin iffetini.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder